30 Aralık 2012 Pazar




Bugün  arıcıların %95 innin bilmediği bir konuya değinmek istiyorum.Ana arıdaki çiftleşme uçuşu ve oluşan yavruların genel özellikleri...
                Bilindiği gibi ana arı bahar aylarında olgun bir dişi arı olarak doğar.3-4 günlük çiftleşme uçuşu beslenmesinden sonra çiftleşmeye çıkar.Genel olarak bilgi birikimlerim ve gözlemlerim sonucu elde ettiğim öğrendiğim bilgilere göre 6.gün enfazla çiftleşmeye çıkılan gün olarak dikkatimi çekiyor.Yakın takibe aldığım ana arılar olgun baharda veya yazda 6. günde çiftleşme uçuşuna çıkar.çiftleşme uçuşu sırasında yeterince erkek arıyla çiftleşir..çiftleşme dönüşü dişi arının üreme organından beyaz bir ip şeklinde pörsüyerek sarkan erkek arının üreme organı işçi arılarca temizlenir.Erkek arılar çok güçlü ve uçuş özelliklerine sahiptirlerdir.Ana arıyı havada yakalama hatda kolayca taşıma özelliği gösterirler.
             Döllenme çiftleşme işi bitince sperma kesesine giren spermler tabaka içerisinde birbirine karışmadan yerleşirler.sperma en üstde kalandan başlar.İşte önemli ve her arıcının bilmesi gereken özellik şu....Ana arı hangi cins erkek arıyla çiftleşmişse kovanda kendi cinsiyle erkek arının melezi oluşur.Bundan dolayıdır ki kovandaki arıların tipi hırçınlığı ve sakinliği hatda verimliliği kullanılan spermalara göre değişiklik gösterir.arıcılarda derki benim kovanımın ırkı şu...Eğer suni dölleme değilse kovandaki arı ırkım şu bu demek kolay değildir.Ancak arıların görünüş tip ve yapısından anlaşılabilir.
               Diğer bir özellik çiftleşme uçuşu ısıya bağlıdır.Hava sıcaklığın yeterli olduğu 14.00-16.00 arası yüksek oranda çiftleşme saatidir.Ana arı çiftleşme uçuşunu çok verimli ve ideal yapmışsa yumurtayada çok çabuk geçer.2-4 gün arasında yumurtlayabildiği gibi bir günde hatda 12 saatdede çiftleşme sonu yumurtaya geçen ana görülür. 
             Ana arı kovan içi düzeni ve kontrolü sağlayan bir özelliğe sahiptir.Bu işi hormon ve feromonlarla sağlamaktadır.Canlılardan sadece arıda dişi bir canlı kovanın ve gurubun kontrol ve sorumluğunu taşıyan özelliktedir.
 Kovandaki işçi aıların zamanlı zamansız ana arı yetiştirme isteği üç temel sebebe dayanır.Bunlar;Ana arı kaybı,Ana arıyı beğenmeyerek değiştirme isteği ve arı cinsiyle ilgili oğul verme isteğidir.Ana arı yetiştirme isteğinin oluşmasının temel sebebide kesin olarak bilinmelidirki;kovan içinde ana arıdsan alınanhormon ve feromon kokusunun alınamaması halidir.Bilhassa yaşlı analar bazen verimli yumurtlarken bile hormon ve feromon kokusu yayamadıkları için kendi kovanlarına yabancı kalırlar,bunun sonucu işçi arılarca,kendi yavrularınca boğulurlar.Buda arıda bir doğa kanunudur.
 Arıcılar şu arı kanununu  çok iyi bilmeliler.Ana arı varken ana arı değiştirme isteği oluşursa oluşan ana arı meme sayısı 2-3 ile sınırlı olur.Ama ana kaybı olmuşsa veya kovanda çoğalan nüfusdan dolayı kovan daralmışsa işçi arılar her yeri ana memesiyle doldururlar.Arıcı kovana baktığında bu durumu sezerek durumu bilmeli gerekli tedbiri almalıdır.Bazen arıcı şu yanlışa düşer.Kovanda 2-3 ana  memesi görür..Anasınıda görür.Hemen eski anayla yanına 2-3 petek alarak bölme yapar.İşte bu bölme yanlış bölmedir.İşçi arı kadar arıdan anlamadığımızın işaretidir.Adam olmayacak anadan arı olmayı beklemektir.Sonuç sonbaharda sönen kovan olur.
                                                      Mehmet SÜRÜCÜ
Arıcı arkadaşlar arıcılık yapacaksak işi amatörcede yapsak bakışımız bilgimiz profosyonelce olmalıdır.Yani arıcılığın temeli anaya dayanır.Ülkenin temelide yönetene.Kovanı ise ana arı yönetir.Ona göre...

Arıcı 07 ANTALYA

20 Aralık 2012 Perşembe

ARILARDA POLEN TOPLAMA VE DEPOLAMA..POLENİN BESİN DEĞERİ


Bal arıları uygun sıcaklık ve ortamda polen toplar.Polen bitkideki çiçeğin erkek organının spermleri yani spermalarıdır.Bitkinin erkek organı yeterli olgunluğa ulaşınca kolayca patlar.İçinde bulunan bu spermalar hem çiçeğin döllenmesinde hemde böceklerin beslenmesinde çok önemli olan  besin maddeleridir.

Genel olarak bu polen adını  adını verdiğimiz spermalar arılar tarafından toplanır.Kovanda polen yavrunun beslenmesinde kullanılan önemli bir besin maddesidir.Olgun bir işçi arı genel olarak 15-25 derece sıcaklıklar arasında polen toplamaya çıkar.Bu sırada hem polen hemde nektar toplayabilir.Yapılan araştırmalar uygun ortamlarda uçuşa çıkan erkek arıların % 20 sinin hem polen hemde nektar topladığını göstermiştir.
Arıların 200 ila 3000 arası çiçekten toplayarak, kanatlarında kovana getirdikleri  bitkinin erkek üreme hücresi olan doğa harikası bir bitki özüdür. Arılar bal yapmak için çiçeklerden besin toplarken, çiçekten çiçeğe konarlar. Böylece hem çiçeklerin döllenmesini sağlarlar hem de yavrularını beslemek için kovana polen götürürler. Polenin çok yüksek besin değerli olduğu keşfedildikten sonra  kovanların girişlerine polen tuzakları yerleştirilmiş ve bu sayede arıyı rahatsız etmeden kovandaki polen stokları toplanmaya başlanmıştır. Arıların kovana girişlerinde kanatlarından tuzaklara düşen polen; naturel kurutma sistemiyle kurutulur ve çok kıymetli bir besin haline gelir. 
          Polenler renk, şekil ve içerikleri bakımından büyük farklılıklar gösterirler. Polenlerin %80'i sarıdır. Bunun dışında siyah, kırmızı, mor, pembe, eflatun vb. renklerde polene rastlamak da mümkündür. Polene bu renkleri veren renk maddeleridir. Bu renk maddelerden karotenoidler başlıcı a-karoten, b-karoten, lycopin, xanthophyl ve zeaksonthinden ibarettir. Klorofil varlığına polende rastlanılmamıştır. Polende ortalama %25 protein vardır. Protein miktarı polenin türüne, yöresine, toplama sistemine göre farklılıklar göstermektedir. Polen bilim dalı Patinoloji'dir. İyi cins polen; naturel kurutma sistemiyle vitaminleri ölmeden kurutulmuş, taze ve bol nektarlı çiçeklerden toplanan 1.sınıf olmalıdır.

Polen bilim dalı Palinoloji'dir.(http://www.mucizekarisim.com/polen.htm#NED alıntıdır.)

Polende tam 22 çeşit aminoasit, 27 çeşit madensel tuz, doğal hormon, enzim, coenzim, pigment, karbonhidrat ve ferment vardır.
Polende bulunan başlıca asitler pantothenic, linoleik, ascorbik ve araohidonik'dir. Demir, bakır, kalsiyum, sodyum, magnezyum, silisyum ise varlığı polende tespit edilen elementlerden bazılarıdır. Polende bulunan iz elementler alüminyum, nikel, titaniyum ve çinkodur.
Dünyaca tanınmış bir araştırma örgütü CNRS Araştırma Örgütü'nün; Araştırma Uzmanlarından Armond PONS; kitabında polenin bütün vitaminleri taşığıdığını açıklamıştır.
Polende bulunan vitaminler A, B1, B2, B3, B4, B5, B6, B7, B8, B9, B12, C, D, E, H, P, PP'dir.
Polende yüksek oranda rutin vardır (rutin kılcal damarları etkiler, aynı zamanda kalp kasının çalışmasını güçlendirir).
Chauvin ve Lenormand'ın araştırmalarıyla polenin antibiotikler içerdiği kanıtlanmıştır. Grecean ve Enciu'nin bu konuda yaptığı çalışmalar sonunda polenin Staphylococcus, Salmonella, Ecoli ve Bacillus anthracis'e karşı etkili olduğu ve bunların üremelerini engellediği tespit edilmiştir.
Polende insan yaşamının ihtiyacı için her şey mevcuttur. Bulundurduğu (oglio-elementler) madenler, aminoasitler ve en son olarak zengin çeşitli vitaminler yanında; protein, yağ, şeker, madeni gıda, hormon, büyütücü faktör, pigment; beyin ve vücutça yorgun insanların tüm ihtiyacını karşılar. Anemi (kansızlık) hastalarında, bir ay süre ile her gün bir kahve kaşığı polen yedirilen bünyelerdeki alyuvarların; milimetre küpte 500.000 arttığını göstermiştir


            Polen arı tarafından çiçekden alındıkdan sonra arka ayakda bulunan  polen deposunda biriktirilir.Arka bacaklardaki bu polen biriktirilen yerlere polen sepeti adıda verilir.Çiçeklerden topladığı polenle sepetini dolduran arı eğer ortam müsaitse polen toplarken nektarda toplar.Bu iş bitince kovana döner.Getirdiği poleni petek gözüne boşalttıkdan sonra hemen tekrar polen uçuşuna çıkar.Kovanda kovan içi işleri yapan 2-20 günlük genç işçi arılar göze dökülen polenleri petek gözüne yayar.Diliyle bastırır.Poleni nemlendirir.Bu sırada polene bal nektar tükrük salgısı eklenmiş olur.Bu polene arı ekmeğide denir.
             Genel olarak polen toplama zamanı nektara ayrılan zamandan daha kısa olur.Bahar aylarında sabah ve akşamüstünü arılar daha çok polene ayırırlar.Hava durumuna bağlı olarakda günün tamamındada polen geldiği görülür.Polen güne yayılırsa polenle nektar birlikde geliyor denilebilir.Polen toplamayı hava ısının düşmesi ve artması olumsuz etkiler.Her iki durumdada polen toplama azalır.Ayrıca rüzgarda polen toplamayı olumsuz etkiler.Çünkü sallanan çiçek ve bitkilere arının konması zor ve yorucudur.Rüzgarlı havalardada polen toplama azalır.Ayrıca çok yüksek nemde çiğ yağması polen toplamaya engeldir.
            Bahar aylarında bazen arılar fazla polenden dolayı petekleri polenle stoklarlar.Buda ayrıca oluşan olumsuz bir durumdur.En güzeli peteklerin alt kısımlarında kenar bölgelerde polen bulunması ideal durumdur...
             Polen arı ve insan sağlığının önemli bir besin maddesi..Bol polenli bir bahar  diliyorum.

Arıcı 07 ANTALYA

7 Aralık 2012 Cuma

ÇAM BASRA BÖCEĞİNE BEREAT



Cumhuriyet tarihi boyunca ''zararlı'' sınıfında sayıldığı için ormancıların ilaçlayarak yok ettiği, arıcıların ise çam balına sağladığı katkı nedeniyle koruduğu ''Balsıra böceği'', ''faydalı'' sınıfına alındı.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, arıların çam balını, çiçek poleninden değil, çam ağacı gövdesinde yaşayan Balsıra böceğinin salgısıyla ürettiğini kaydetti.
Bu böceğin, kızılçam, karaçam ve Halep çamında yaşadığını ifade eden Yılmaz, zoolojide ''Marchalina hellenica/Monophlebus hellecinus'' olarak da bilinen bu böceğin, çamın özsuyunu emerek beslendiğini, artan özsuyu da tatlı bir madde olarak salgıladığını belirtti.
Bu salgının arılar tarafından toplanarak çam balına dönüştürüldüğünü anlatan Yılmaz, dünyada çam balının yüzde 90'dan fazlasını üreten Türkiye'de Muğla, Aydın, İzmir, Balıkesir, Çanakkale ve Antalya'da, iç bölgelerin ılıman kısımlarında yaşayan bu böceğin, arıcılar tarafından kullanıldığını söyledi.
Balsıra böceği hakkında veri elde etmek için 1984 yılında Hacettepe Üniversitesi'nden araştırmacılarla çalışmaya başladıklarını ve 5 yıl sonunda böceğin çam balı üretimine büyük katkı sağladığını ortaya çıkardıklarını bildiren Yılmaz, geçen süre zarfında bu bulguyu herkesle paylaştıklarını ancak sonuç alamadıklarını dile getirdi.
Yılmaz, bu ay Muğla'da gerçekleştirdikleri ''3. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi''nde amaçlarına ulaştıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sayın Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Muğla'daki kongremizde Cumhuriyet tarihi boyunca ''zararlı'' sınıfında kabul edilen Balsıra böceğini ''faydalı'' ilan etti. Ormancılar ile arıcılar bu böcek nedeniyle yıllardır kavga ediyordu. Ormancılar, bu böceğin olduğu alanı ilaçlıyor, yok ediyordu. Arıcılar ise koruyordu. Yaralamalar ve cinayetler bile yaşanmıştı. Arıcılar olarak Balsıra böceğinin hak ettiği sınıfa alınması bizleri çok çok mutlu etti. Eroğlu'nun ilanıyla sevinçten havalara uçtuk.''


Geven koruma altına alındı
Kongrede alınan diğer kararlara ilişkin de bilgi veren Yılmaz, Bakan Eroğlu'nun orman içi alanlara arı konaklama yerleri ve su havuzları yapılması için Bakanlık bürokratlarına talimat verdiğini bildirdi.
Yılmaz, Anadolu'nun her yerinde yetişen ve erozyon kontrolünde toprağın son bekçisi olan, ayrıca bal verimini çok yükselten ''geven'' bitkisinin de kongrede koruma kapsamına alındığını kaydetti.
Bahri Yılmaz, ''Bakan Eroğlu, bal ormanlarının kurulmaya devam edeceğinin sözünü verdi. Ormanlarla arılar, ormancılarla arıcılar barıştı. Kongre tüm arıcılık sektörüne yararlı oldu'' diye konuştu.

Arıcı 07 ANTALYA

3 Aralık 2012 Pazartesi

ORGANİK ARICILIK


Organik arıcılık; doğada bulunan nektar, polen, su ve propolisin arılar tarafından toplanarak çeşitli arı ürünlerine dönüştürülmeleri işleminde, üretimden tüketime kadar tüm aşamalarında suni besleme ve kimyasal ilaçlama yapmadan, organik tarım alanlarında veya doğal yapısı bozulmamış florada her aşaması bir kontrol veya sertifikasyon kuruluşunca denetlenen ve sertifikalandırılan arıcılık faaliyetlerine denir.Arıcılıkta organik üretim yapabilmek için Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca çıkarılan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 3. Bölüm 23. Maddesinde belirtilen “Organik Arı Yetiştiriciliği” kurallarına uymak gerekir.

Organik Arıcılık Kuralları
Arıcılık ürünlerinin organik üretim olarak nitelendirilmesi; kovanların özelliklerine, çevre kalitesine,arıcılık ürünlerinin özenle elde edilmesine, işlenmesi ve depolanması koşullarına bağlıdır. Organik bal üretiminde yavrulu çerçevelerden bal süzülmesi ve bu işlem esnasında sentetik kovucu maddelerin kullanılması yasaktır.

Organik arıcılıkta dikkate alınacak özellikler şunlardır:
1. Geçiş dönemi,
2. Arıların orijini,
3. Arı kolonilerinim bulunduğu bölge,
4. Arıların beslenmesi,
5. Kovanların ve diğer arıcılık malzemelerinin özellikleri,
6. Hastalıklara karşı alınan tedbir ve mücadelesi,
7. Kontrol ve sertifikasyon İşlemi.
 Geçiş dönemi
Organik üretime karar verilip bu üretim için hazırlıkların yapılmaya başlanmasından organik ürünün üretilip belgelendirilmesine kadar geçen döneme geçiş süreci denilmektedir. Geleneksel arıcılıktan organik arıcılığa geçiş süresi 1 yıldır. Ancak tarımsal üretim yapılmayan alanlarda geçiş süresi uygulanmaz. Geçiş süresinde kovanlardaki bütün petekler ekolojik balmumundan yapılmış olmalıdır. Ekolojik petek, boş çerçeve verilerek organik üretim sahasında yaptırılabilir. Ekolojik olmayan balmumu kullanılması durumunda kalıntı analizi yapılarak kalıntı olmadığının belgelenmesi gerekir. Geçiş süresinde üretilen ürün organik ürün sayılmaz.
Arıların orijiniIrk seçiminde, arıların yerel koşullara adapte olabilme kapasitesi, dayanıklıkları ve hastalıklara karşı dirençlilikleri göz önüne alınmalıdır. Arı kolonisi, organik olarak üretim yapılan işletmelerden suni oğul olarak veya geleneksel üretim yapan işletmelerden alınan arı kolonilerinin organik petekli çerçevelere aktarılması suretiyle elde edilir. Yönetmeliğe göre ana arı ihtiyacı, yapay tohumlama ile veya geleneksel üretimlerden kolonilerin % 10’ u kadar alınarak kullanılabilir. Ayrıca ana arıların kanatlarının kesilmesi yasaktır. Ana arıların yenilenmesi esnasında eski ana arının öldürülmesine yönetmelikte izin verilmektedir.
Arı kolonilerinin bulunduğu bölge
Organik arı yetiştiriciliği yapılacak alan, asgari uçuş çapı 3 km olmak koşuluyla 1 yıl önceden kontrol altına alınır ve harita üzerinde yeri belirtilir. Ayrıca uçuş çapı dışında kirlenmeye yol açması muhtemel olan; kent merkezleri , sanayi bölgeleri, atık merkezleri, maden işletmeleri, hidrolik ve termik enerji santralleri ile atık yakma merkezlerinden 3 km, Karayolları Genel Müdürlüğü ağındaki ana yollara 1 km uzaklıkta olmalıdır. Kovanların yerleştirildiği yerde, yeterli nektar, polen ve temiz su kaynağı bulunmalıdır. Karantina tedbirleri uygulanan ve kimyasal mücadele yapılan alanlarda organik arıcılık yapılamaz. Bir müteşebbisin, aynı bölgede birçok arıcılık birimini işletmesi durumunda bütün birimlerin bu yönetmelik gereklerine uygun olması gerekmektedir.


Arıların beslenmesiÜretim sezonu sonunda kışı geçirilebilmesi için kovanlarda yeterince bol miktarda bal ve polen bırakılmalıdır. Kovanların, kötü iklim koşulları nedeniyle tehlikeye girmesi durumunda, kolonilerin suni olarak yemlenmesine izin verilir. Suni yemleme organik biçimde üretilmiş ve aynı organik üretim biriminden sağlanan bal ile yapılır. Suni yemlemede organik biçimde üretilen bal yerine, özellikle iklim koşulları balın kristalleşmesini hızlandırıyorsa, organik biçimde üretilen şeker şurubu veya organik şeker melası kullanılmasına izin verilebilir. Suni yemleme ile ilgili olarak kovan siciline; ürünün tipi, tarihi, miktarı ve kullanıldığı kovanlara dair bilgiler yazılmalıdır. Suni yemleme yalnızca son bal hasadı ile müteakip nektar  veya balözü döneminden önceki 15 gün arasında yapılabilir. Kovanların ve diğer arıcılık malzemelerinin özellikleri  Kovanlar, ağaçtan veya diğer doğal malzemelerden yapılmalıdır. Kovanlarda kimyasal boya yerine propolis, balmumu, bitki yağları gibi doğal ürünler kullanılmalıdır.Yeni çerçeve için balmumu organik üretim yapan birimlerden sağlanmalıdır. Bu hususa aykırı bir uygulama olarak; organik biçimde üretilen balmumunun pazarda mevcut olmaması ve kovanda arının kendi yaptığı balmumunun (dalak) alınmış olması kaydıyla, özellikle yeni tesislerde veya dönüşüm süreci esnasında organik üretim biriminden alınmayan balmumunun kullanılmasına kontrol ve/veya sertifikasyon kuruluşu tarafından izin verilir. Kabartılmış petekleri güve zararlısından korumak için kimyasal ilaçlar kullanılmamalı, gerekiyorsa soğuk hava depolarında bekletilmelidir. Organik tarım metoduyla üretilen arı ürünleri ambalajlanırken organik ürünün niteliğinin bozulmamasına dikkat edilmeli ve ürünün organik niteliğini koruyacak bütün hijyenik tedbirler alınmalıdır.Ambalajlar; cam, tahta ya da özel üretilmiş uygun organik kaplama maddelerinden yapılmalıdır.Organik arı ürünleri geleneksel arıcılıkla elde edilen ürünlerden ayrı olarak depolanır. Organik ürünlerin depolanması sırasında herhangi bir kimyasal ilaç kullanılmamalıdır. Organik arı ürünleri, karayollarıkenarında bekletilmemeli ve satılmamalıdır.
NOT:Yazı http://www.turkiyearicilik.com/aricilik-hakkinda-bilgiler/organik-aricilik.html dan alıntıdır.
Arıcı 07-ANTALYA

Arıcı 07 ANTALYA

13 Kasım 2012 Salı

PÜREN SEZONU BUGÜN BİTİYOR


 Bu yılda artık kış geldi.Son baharın sonunda açan pürenlerden arı ne aldı,ne buldu bakacağız.Kovan başı 1 kg kadar bal yaptılar ancak.Bunada şükür.Kısmet böyleymiş.Bu çiçekler 15 eylülde açmış olsaydı kovan başı 10 kg bal alırdık.Hasrika acı püren balı.Ama bu yıl kısmet olmadı.Yağmur geç yağınca pürende geç kaldı.
 Bugün hava soğuk görünüyor.Evde ısıtıcı olarak klima ve soba kullanmakdayız.Sobalar henüz yakılmadı.Ama çok yakın.Bu yazıyı yazarken üşür gibiyim.
 Nasip olursa birazdan arılığa gideceğim.Önümüzdeki günlerin planlamasını yapmam gerek.Önümüzde arılarımıza kış önü son olarak  yeni dünyalar yem olarak görünüyor.Yeni dünyalarda tomurcukda...3-4 güne kadar açacaklar.Bizde arılığı mahalle kıyısına evin yakınına kovuşlandırmalıyız.
Nasıl bir çok yerin özel balı varsa....Çoğu yerde yetişmesine rağmen bizimde pürenimizin balı güzel.Hafif kokulu acımsı tatda.Ama damakda enfes ve farklı tam buruk güçlü bir iz bırakan doğal bal etkisi...Satamasakda kendimiz herhalde bu tadı dneriz inşallah...Kışa doğru kovanların hiç açılmayacağı günlere yaklaşıyoruz.Gerekli son hazırlıklar güneşli ılık havalarda yapılacak.Eskiyen kovan iç örtüleri bu hafta yeni şeker çuvallarıyla değişecek.Şeker çuvalını tam ortadan katlayıp,kesiyorum.Kesilen yerlerden sökülmemesi için kesik bölgeye pürmüz tutuyorum.İşte  size 4-5 yıl dayanacak harika kovan örtüsü.


Arıcı 07 ANTALYA

11 Eylül 2012 Salı

KALP DAMAR HASTALIKLARINDA POLEN



  • En yaygın kalp hastalığı, damar kireçlenmesi vetıkanmasıdır. Polenin yapısında bulunan P vitamini ve diğer yararlı elementler damarları yumuşatır, kana geçen civardaki artıkların idrarla dışarı atılmasını sağlar. Ünlü araştırmacı Alain Caillas, kitabında “Miyokard enfaktüsü ve kalbin kroner damarlarının tıkanmasında, polen sayesinde şaşırtıcı iyileşmeler görülüyor. Rus Bilimler Akademisi’nde Prof. Beklerov ve arkadaşlarının önemli araştırmalarına göre Polen, yüksek tansiyona, damar sertliğine, kolesterol yüksekliğine, kroner tromboz ve felçlere karşı koruyucu ve iyileştirici etki yapıyor.” diye açıklıyor. Hürriyet gazetesinin “Püf noktası” sütununda “Çiçek tozu gençleştiriyormu ? İsveçli Dr. Lars Eric Essen ve Dr. Tissinin, poleni yaşlı insanlar üzerinde denemiş ve özellikle damar sertliğinde faydalı olduğunu meydana çıkarmışlardır. ” diye yazılmıştır.

  •  

  • RUH VE SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARINDA POLEN

  • Bu hastalıkların tedavisinde en başta bol B vitaminleri gerekmektedir. Bilhassa B1 vitaminine gereksinim vardır. Bu vitamine “Sinir dokusu vitamini” denilmesi de bundandır. Polen de yüksek oranda B1 vitamini mevcuttur. Ayrıca Polen bütün B vitaminleri kompleksidir. Dr. Raymond Dextreit, düşünsel yorgunluk ve yaşamın bozuk düzeni nedeniyle sinirleri zayıflamış, güçsüz kalmış kimselerin, günde yedikleri 2 kaşık polen sayesinde sağlık ve sakinlik bulacaklarını yazmıştır.

  •  

  • SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARINDA POLEN

  • Gastrit, Ülser, Kolit ve Hemeroid en yaygın sindirim sistemi hastalıklarıdır. Gastrit ve Ülserin ana nedeni ise sinirseldir, genelikle stresten kasılan (spazm yapan) mide kası sinirleri, o bölgeye gelen kılcal damarları da kısarak bir bölgenin kansız kalıp, yaraya dönüşmesine neden olur. Tedavi edilmezse insana yaşamı zehir eden hastalıklardır. Ömür boyu diet uygulamayı veya ameliyatları gerektirir. Bazı zamanlarda mide kanaması ve delinmesi şeklinde ölümlere neden olurlar. Belirtilen gramajlar dahilinde yapılan Polen kürleri, Mide-Barsak sistemine bağlı tüm hastalıklarda: geçici değil, Kesinkez tedavi sağlar.

  •  

  • KANSIZLIK VE ZAYIFLIKTA POLEN

  • Polenin en belirgin ve yaygın özelliği, süratle iştah açıcı ve kan yapıcı olmasıdır. Tedavilerde önemli olan, bileşiminde tüm cevherleri taşıyan bir kan sağlamak ve hasta bölgeye ulaştırmaktır. Gerisini vücut halleder…Nasıl bir otomobile, bozuk bir yakıt konduğunda çalışmasında aksaklık meydana gelirse; İnsan vücudunun yakıtı da ona gerekli tüm cevherleri bünyesinde bulunduran sağlıklı bir kandır. Kandaki cevherlerin bir veya birkaçının eksikliğine Kansızlık yani Anemi denir. Kansızlık her tür sağlık sorununa neden olan başlıca etkendir. Ülkemizde yapılan araştırmalar halkımızın %60-70′inin kansızlık sorunu olduğunu ortaya koymuştur. Düzenli kullanılan kürler sonucu; Polen: Kanı temizler, Kanı filtre eder, Kan yapar, Direnci arttırır, Alyuvar sayısını %30 oranında arttırdığı Bilim adamları tarafından kanıtlanmıştır.

  • SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARINDA POLEN 

  • Solunum sistemi hastalıklarının genel ve çok görülen nedeni üşütmektir. Üşütme ile vücudun direnci kırılır, metabolizma vücut ısısını normale çıkartmak için çaba sarfederken solunum yollarında virüs ve bakteriler kendine yer ve ortam bularak süratle çoğalırlar. Nezle, grip, anjin, faranjit, bronşit, zatürre, zatülcenp, astım, sinüzit ve verem gibi hastalıklar meydana gelebilir. Bu hastalık mikropları burada da kalmayıp, kan yolu mafsallara, kalp kapakçıklarına ve böbreklere vs. geçerek daha hayati hastalıklara da neden olabilirler. Bu nedenle solunum sistemi hastalıklarının süratle tedavisine gidilmektedir. Gelişmiş ülke doktorları, bu hastalıklarda, diğer ilaçlarla birlikte Polen de vererek tedavi yapmaktadırlar. Çünkü Polen vücut direncini, kanın lökosit (alyuvarlar) ve antikor yapımını arttırır. Sovyet Prof. N.Joiriche, burun ve boğaza polen püskürtülerek mukoza direncini arttırmak ve virüsleri etkisiz kılmak yolundaki başarılı çalışmalarını yayınlamıştır. 1957′de ilk kez Pasteur Enstitüsü’nde polenin verem mikrobu olan “Koch” basiline karşı öldürücü etkisi olduğu saptandı. Yapısındaki sakızlı maddesi, terementi esansı, nükleik asitleri ve Bol B vitaminleri ile Polen, Akciğeri dezenfekte ettiği gibi, balgam söktürücü, mikrop öldürücü, çabuk iyileştirici etkiye sahiptir.

  •  

  • ŞİŞMANLIKLARDA POLEN

  • Şişmanlık ve zayıflık gibi iki karşıt durumda vücuttaki fazla karbonhidrat, glikoz ve yağları yakarak şişman bünyeyi zayıflatır, metabolizma dengesi sayesinde zayıf düşen hücreyi derhal uyarır, üstün kan yapıcı özelliğiyle kas gücü ve metabolizmayı çalıştırarak cılız ve zayıf bünyeyi normal haline getirir. Polen, hücrelerde ki yanma olayını metabolizmayı ve adrenalin salgılanmasını hızlandırır. Böylece biriken yağların erimesini çabuklaştırdığı gibi, kas gücünü de arttırarak zayıflama esnasında hissedilen halsizliği de giderir


  • Arıcı 07 ANTALYA

    29 Temmuz 2012 Pazar

    MAŞALLAH ARILARIM BAL YAPMADA.

     Bu yıl arıları fazla sık ziyaret etmiyorum.Ne kadar çok sevdim,gereğini yaptım gözüm ve nazarım arılara dokundu...Aksilikler hep olumsuzluklarda ensemde dolaştı.Hal böyle olunca bu yıl sadece yapmam gerekenleri yapıp arıları yaylada akışına kendi haline bıraktım...Çarşamba günüde kısa 2-3 saatlik kontrol ve bakım ziyareti yaptım.
     Arılar çok şükür sağlıklı ve kendi konumunda iyiydiler.Bende metro katlar yoktu.Kış kaybının çokluğundan mayısda katları bölme yapmıştım.Ama kovanlar şükür doldu.Allaha hamdolsun dolan kovanlar bal da yaptılar.Bu haliyle ben onlardan geçmiş yıllara göre memnunum.Önümüzde sıcak günler var.Bu arada olgunlaşan ballarda 
    sırlanmada.Bizde iyice olgunlaşmasını bekliyoruz.
    Sanırım hasat zamanı 8 Ağustosdan sonra olacak.Çünkü;1-8 Ağustos yaz sıcaklarının zirve yaptığı eyyam bahur zamanı..Eyyambahurda arılar çok hırçın oluyor.Onun için bal hasat zamanını bu tarihden sonra yapacağız.Nasibimize her zaman hamd ettik.Veren ve alan Yüce Allah..İnşallah hayırlı ve bereketli eyler.(Amin)

    Arıcı 07 ANTALYA

    12 Temmuz 2012 Perşembe

    İKİ ANA ARIYLA ÇALIŞMA

    2 ana arıyla bal üretti






    Sivas’ın Suşehri ilçesine bağlı Beydeğirmeni köyünde 20 yıldır arıcılık yapan emekli öğretmen Mürsel Kurnaz, kendine ait bir arı kovanında 2 ana kraliçe arıyla bal üretimi projesini geliştirerek sektörde çığır açtı.

    20 yıldır arıcılık sektöründe çalıştığını belirten emekli öğretmen Mürsel Kurnaz, projesi hakkında bilgi vererek, “Arıcılık sektöründe bugüne dek bölgemizde hiç uygulanmamış bir projeyi hayata geçirdim. Bir arı kovanında 2 ana kraliçe arıyı muhafıza ederek ortalama 40 kilo bal alınan bir arı kovanından 120 kilogram bal alınmasını sağladım. Özel bir adet arı kovanı yaptım. Kovan içerisinde 10 adet çerçeve sağ tarafta, 10 adet çerçeve sol tarafa koyarak araya çift ana ızgarası koydum. Çift ana ızgarasını koymamın sebebi ızgaraların yüzünde dolaşan ana arıların birbirlerine iğnelerini sokarak öldürmelerini engellemek. Ayrıca 2 arı ailesinin kokusunun bir kokuda birleşmesi için ızgaranın sağ ve sol kısmına 2 adet sineklik koydum. 5 gün yuvanın içinde sineklikleri muhafaza edildi. Bu süre zarfında bütün 2 arı ailesinin kokusu bir kokuda birleşti. Arılar uçuşu kestikten sonra bir kuru soğanı ikiye bölerek 2 arı ailesinin içine koydum. Soğanı koymamın nedeni arıların koku alma duyusunu nezle ederek kokusundan tanıdığı düşmanını tanıyamaz hale gelmesini sağlamak. Bu uygulamanın ardından kovanın içerisine koyduğum sineklikleri çıkardım. 2 ana arı ailesinin kavga etmediğini gördüm. Her arı ailesi 10 çerçeve olunca üstüne işçi arıların ortak çalışmasını sağlayan ballık koydum. Ana arıların üst katta ballığa çıkmasına önlemek için yuva ile ballık arasına ana arı ızgarası yerleştirdim. İşçi arıların ballıkta birbiriyle gayet güzel petek şişirdiğini ve bal yaptığını gözlemledim. Bu projeyle gördüm ki 2 ana kraliçe arı bir kovanda işçi arılarla çok yüksek verimli ortaklaşa bal üretimi yapıyorlar” dedi
    .
    Projesini noterden onaylattığını söyleyen Kurnaz, “Ben bu projemi noterden onaylattım ve patentini aldım. Bu çalışmam tüm arı yetiştiricilerine örnek teşkil edecek ve bölge arıcılığına katkı sağlayacağını düşünüyorum. Arıların ruhundan iyi anladığım için 20 yıldır hayalimi süsleyen projemi gerçekleştirdim. Ortaya çıkardığım projem arı yetiştiricileri için bir ışık olacak. Çünkü arıyı çok yüksek rakımlı yerlere taşımaya gerek kalmadan bin 200 rakımın altındaki yerleşim yerlerinde bile bu çalışmadan çok bal alabilirler” ifadelerini kullandı.
    Arıcı 07 ANTALYA

    11 Mayıs 2012 Cuma

    MAYISDADA ARILARLA

      Bu kışın ve bizim sıkıntılardan dolayı ihmallerimiz sonucu arılıkda önemli sorunlar ve kayıplar yaşadık.Ama baharda da bu sorunlar başlangıçda devam etti.Fakat Nisan ayının içinden itibaren düzenli çalışmalarımız yerinde ve zamanında teşvik invert şurup uygulaması arılığı toparlamamızı sağladı...Arılıkda bu döneme kadar fazla bir arı bölmememize rağmen düzenli çalışma ile 15 kadar  güçlü kovan arı kazandırdık.Şu günlerdede transferle ürettiğimiz karniyol ana arılar memeleri kapattı.Bu memelerden 20 kadarını Afyona arkadaşımız Mehmet Sürücüye göndereceğiz.Transfer çalışmalarınada devam ediyoruz.Bu yıl hazirana kadar üretmemiz gereken ana arı sayısı 100 civarında olacak.Bu ana arılarla hem suni bölme arı üreteceğiz,hemde ana arılarımızı yenileyeceğiz...
     Kovanlarımızda kapalı pupa  petek sayısı ortalama 7-8 civarında.Ali TÜRK'ün dediğine göre; 9 çıta kapalı yavru arı tam çıkıp kovan nüfusuna katılırsa arıda 30 çıtaya çıkar'' sözünü bloğundan okumuştum...Bizim kovanlarda artık maşallah ballıkları fulleme yolundalar.Yavru pupaların çıkma günleri geldi.Hergün arı yoğunluğu artmada.Bizde 20  
    mayıs gibi suni bölmeleri yapacağız...O zamana kadarda ana arı üretim transfer sayımızı istenilen düzeye çıkarmalıyız...
    Bu yıl bahar anlamında havalar biraz kurak gibi geçti.Ama nektar akışı çok kötü değildi...Arılar şu zamanda yavrudan dolayı nektar sıkıntısı çekmedikleri gibi..bal stoklarıda iyi...Ama bu yıl baharda bal sağımı yapamayacağız...Çünkü:Arı çoğaltmaya yönelik çalıştık.Mayıs işleri devam etmede..Ama işi planlı yaparsanız arıcılık hiçde zor değil.Yeterki planlı programlı zamanı iyi değerlendirip çalışmalıyız...Böyle bir çalışma bir insana 200 ün üzerinde arıya kolayca bakma imkanı sağlıyor.Tek zorluğu nakil sırasında elemana ihtiyaç duyulması...
             Bu kısa yazıyı noktalarken tüm arıcılarımıza kolaylıklar diliyorum...














    Arıcı 07 ANTALYA

    10 Nisan 2012 Salı

    ANA ARI ve ÜRETME TEKNİKLERİ...

    ANA ARI ve ÜRETME TEKNİKLERİ...





    Ana Arının Önemi


    Arı ömrünün çok kısa oluşu, doğadaki kaynakların zamanında ve en iyi şekilde değerlendirilmesini gerektirir. Polen kaynaklarının bol olduğu ilkbahar aylarında koloni gelişmesini tamamlayabilmeli, nektar akış döneminde de yeterli bal toplayabilmelidir. Verimli ve kazançlı bir arıcılık için oluşması gereken bu şartlar direkt olarak koloninin sahip olduğu ana arının genetik ve fiziksel özelliklerine bağlıdır.

                On binlerce işçi arı ve gerektiği kadar erkek arı bulunan kolonide tek başına bulunan ana arı, koloninin bütün gelişme ve verimliliğine yön verir. Bu nedenle ana arı yetiştiriciliği ve kullanımı teknik arıcılıkta büyük önem taşır. Yetiştirilsin veya satın alınsın, kolonide genç ve kaliteli ana arı bulundurulması ve bunun sonucunda güçlü kolonilerle çalışılması ekonomik arıcılık için bir zorunluluktur.

    B- Ana Arının Kalitesine Etki Eden Faktörler


    Aynı arılıkta tutulan aynı ırka mensup koloniler eşit koşullarda aynı performansı göstermeyebilirler. Bu durumda verimsiz olan koloniler herhangi bir hastalık taşımıyorlarsa verimsizliğin nedeni doğrudan ana arı ile ilgilidir. Bu durumda ana arı ya yaşlı ya da kalitesizdir. Ana arı yetiştiriciliğinde kaliteli ana arı elde edilebilmesi için aşağıdaki kurallara dikkat edilmesi gerekir.

    1. Larva Yaşı


    Döllü yumurtadan oluşan ana arı ve işçi arı birbirinden çok farklı özellikler gösterirler. Bunun tek nedeni ana arı olacak larvanın işçi arı olacak larvaya göre daha ilk andan itibaren sürekli daha zengin ve daha sık arı sütü ile beslenmesidir. Bu nedenle transfer edilecek larvanın mümkün olduğunca genç olması, başka bir ifadeyle işçi arı olmaya yönelik beslenmemiş olması gerekmektedir. Larvanın yaşı büyüdükçe ana arının kalitesi düşmektedir. 12-24 saatlik larvalar transfer için en uygun larvalardır. 24 saatten daha yaşlı larvaların transfer edilmesi durumunda ana arının kalitesi yanında larva kabul oranı da düşmektedir.

    2. Başlatıcı ve Bitirici Kolonilerin Durumu


    Ana arı yetiştiriciliğinde kullanılan başlatıcı ve bitirici koloniler yeterince güçlü olmalı, bol miktarda arı sütü salgılayacak genç işçi arı ve polen içermelidir. Polen, genç işçi arıların arı sütü üretebilmeleri için gerekli maddedir.

    3. Yetiştirme ve Çiftleşme Dönemi


    Ana arının ilkbaharla sonbahar arasındaki dönemde yetiştirilebilmesine karşın, en uygun dönem, nektar ve polen üretiminin en bol olduğu zamandır. Ana arının üretildiği dönemde nektar ve polen üretiminin yeterli ve dengeli olması; ana arı hücrelerine daha bol arı sütü bırakılmasına ve oğul dönemi devam ettiği için doğal çoğalma içgüdüsünün değerlendirilmesine neden olur. Ayrıca, bu dönemde erkek arıların aktif ve bol oluşları iyi bir fırsattır.

    C- Ana Arı Üretimi


    Ana arı üretimi, üretimle ilgili işlerin sırasıyla ve zamanında yapılmasını gerektirir. Başlatıcı kolonilerin hazırlanmasından itibaren yumurtlamaya başlayan bir ana arının üretimi yaklaşık 1 aylık bir zaman gerektirir. Ana arı üretim kapasitesini etkileyen en önemli faktör çiftleştirme kutularının sayısıdır. Mayıs-Eylül ayları arasındaki üretim döneminde her bir çiftleştirme kutusu için 4-5 adet ana arı üretilebilir. Örneğin 100 adet çiftleştirme kutusuna sahip ticari ana arı üretim işletmesi 1 yılı kapsayan üretim döneminde 400-500 adet ana arı üretip satabilir. Bu sayıya ulaşabilmek için aşağıda verilen işlerin aksatılmadan yapılması zorunludur. Ana arı üretimi zor bir iş olmamakla birlikte plan ve program gerektiren bir iştir.

    1. Damızlıkların Seçimi ve Hazırlanması


    Damızlık olarak kullanılacak ana arılar, ait olduğu ırkın tüm özelliklerini belirgin bir şekilde göstermeli ve gerekli seleksiyon aşamalarından geçmiş olmalıdırlar. Ticari ana arı üretimi yapan kuruluşlar, üretimlerini damızlık değeri taşıyan ve nesilleri test edilmiş, tercihen damızlık sertifikası almış ana arılardan yapmalıdırlar. Sertifikalı damızlık ana arılar, ya yapay tohumlanmış ya da izole çiftleştirme alanlarında çiftleştirilmiş olmalıdır. Arıcı şartlarında damızlık koloni temin edilemediği taktirde en basit olarak; ilkbahar gelişme hızı yüksek, önceki yıllarda en çok balı üreten, oğul vermeyen, hiçbir zaman hastalığa yakalanmamış, sakin ve uysal mizaçlı koloniler damızlık olarak kullanılabilir. Damızlık kolonilere, transferden 4-5 gün önce uygun renkte kabarmış petek verilerek aşılamanın yapılacağı gün istenen yaşta larva bulunması sağlanır. 



    2. Başlatıcı Kolonilerin Hazırlanması


    En az 15 arılı çerçeveye ulaşan iyi gelişme göstermiş koloniler seçilir. Bunların ana arısı, transferden 4-5 gün önce alınıp ana arısız bırakılır. Larva transferinin yapılacağı günün sabahında fazla çerçeveler çıkartılıp kolonideki arı yoğunluğu artırılır, kolonide üretilen doğal ana arı hücreleri bozulur ve çerçeve düzenlemesi yapılır. Bu koloniler, üretimde kullanıldığı sürece sürekli şurupla beslenir, genç işçi arı veya çıkmak üzere olan kapalı yavru ile takviye edilir. Başlatıcı koloni olarak, bol miktarda genç işçi arıların toplandığı polen ve bal bulunduran 2-3 petekli bir oğul kutusu da kullanılabilir.

    3. Temel Ana Arı Yüksüklerin Hazırlanması


    Teknik ana arı yetiştiriciliğinde larvaların yerleştirileceği temel ana arı hücreleri (yüksük) saf bal mumundan yapay olarak hazırlanmaktadır. Parlak renkte, kokusuz saf bal mumu çift cidarlı eritme kabında eritilir. Su içerisinde bekletilerek suya doyurulmuş yüksük kalıbı önce suya sonra erimiş bal mumuna ve sonra tekrar suya batırılarak elde edilen yüksükler bir çıta üzerine erimiş balmumu yardımıyla monte edilir. Elde edilen yüksükler 10-11 mm derinlikte ve 9-10 mm çapında olmalıdır. Çıtada 15-20 adet yüksük bulunur ve bu çıtalardan bir çerçeveye üç adet takılarak bu iş için özel hazırlanmış olan bir çerçevede 45-60 adet yüksük bulunması sağlanır. Ana arı üretiminde saf balmumundan yapılmış temel yüksükler kullanıldığı gibi bu amaç için üretilmiş plastik olanlar da kullanılabilir.

    4. Larva Transferi


    Damızlık kovandan, 6-12 saat yaşlı larvalı çerçeve seçilir. Bir fırça yardımı ile arıları kovan içerisine dökülerek temizlenir. Çerçevenin şiddetle silkelenmesi durumunda günlük balın larva üzerine akmasına neden olunacağından bu işlemden kaçınılmalıdır.

                Seçilen çerçeve rüzgar ve direkt güneş ışınlarından korunarak kısa sürede aşılama yerine (transfer odasına) getirilir. Transfer odası kovan içi şartlarına benzer olarak 30-33 oC ısı ve %60-70 nem içermelidir. Uygun yaşlı larvalar, hücrelerden transfer kaşıkçığı yardımıyla alınır ve önceden hazırlanmış olan yapay yüksüklere yerleştirilir. Bu işlemi yaparken dikkat edilecek en önemli husus, larvanın zedelenmeden alınıp yüksüğe bırakılmasıdır.
     Larva transferi zor bir işlem gibi görünse de bu konuda çalışan kişiler zamanla tecrübe kazanarak bu işlemi kolaylıkla yapabilirler. Böylece hem larva tutma oranlarında  artış sağlarlar hem de belirli bir sürede daha çok sayıda aşılama yapma melekesi kazanırlar. Ayrıca, özellikle başlatıcı kolonilerin ilk kullanım dönemlerinde, yapay yüksüklerin bu kolonilerde bir gün süreyle bekletilmesi ve aşılama öncesi yüksüklere sulandırılmış taze arı sütü uygulaması tutma oranlarını olumlu yönde etkilemektedir.

    5. Aşılı Yüksüklerin Başlatıcı Kolonilere Verilmesi


    Bir başlatıcı koloniye verilecek 45-60 adet larva transferi tamamlandığında aşılı yüksükler bekletilmeden başlatıcı kolonilere verilir. Larva transferinden 4-5 gün önce ana arısı alınmış ve birkaç saat önce de çerçeve düzenlemesi yapılmış başlatıcı kolonide, larva transfer edilen çerçeve, bir yanında açık yavrulu diğer yanında polenli iki çerçeve arasında koloninin ortasına verilir. Başlatıcı kolonideki diğer açık yavrulu petekler transfer edilen larvaların daha iyi bakılabilmesi için çıkartılmış olmalıdır. Bu kolonideki polenli petekler genç işçi arıların arı sütü üretebilmeleri, açık yavrulu petek de genç işçi arıların larva transferi yapılan çerçevenin konulduğu yere toplanmaları için gereklidir. Başlatıcı kolonideki diğer çerçeveler ise kapalı yavrulu, ballı ve polenli olmalıdır. Sürekli üretimlerde her larva transferinden önce bu düzen sağlanmalıdır.
    Başlatıcı kolonideki genç işçi arının bolluğu ve çerçeve düzeni hem larva tutma oranını hem de üretilecek ana arı kalitesini doğrudan etkiler. Ayrıca, sürekli üretimlerde kolonide genç işçi arı populasyonunun devamı için 5-6 günde bir kolonideki ilk düzenin sağlanması yönünden yeni çerçeveler verilip amaç dışı kalan fazla çerçeveler çıkarılmalıdır.

    6. Bitirici Kolonilerin Hazırlanması ve Kullanılması


    Aşılı yüksükler, çiftleştirme kolonilerine dağıtılacağı güne kadar başlatıcı kolonilerde tutulabilirler. Ancak bu, büyük çapta üretim yapılan işletmelerde ekonomik olmayacağı gibi uzun süreli kullanımlarda yetiştirilen ana arının kalitesini de olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle sürekli ana arı üretimi için başlatıcı kolonilerde kabulü sağlanan ana arı hücreleri, başlatıcı koloniye verilişinden 1-2 gün sonra, ana arısı ızgara ile kuluçkalığa hapsedilmiş 16-18 arılı çerçeveli güçlü kolonilerin üst katına aktarılır. Bu katta ballı, bol miktarda genç işçi arı, polenli ve kapalı yavrulu çerçeveler bulunmalıdır. Her hafta alt katla üst kat arasında düzen sağlama açısından çerçeve değiştirmesi yapılmalıdır. Başlangıç kolonisinde bitirici koloniye aktarılan transfer çerçevesinin yerine yenisi konur ve üretim süreklilik kazanır. Bitirici kolonilere aktarılan larvaların bu dönemden sonraki beslenme ve bakımları bu kolonilerde sağlanır.
    7. Çiftleştirme Kutularının Hazırlanması ve Kullanılması
     Transferden sonraki 10. günde kapalı durumdaki ana arı hücreleri bulundukları çıtalardan ayrılarak 1 gün önceden hazırlanmış çiftleştirme kolonilere dağıtılırlar. Çiftleştirme kolonilerinin oluşumunda farklı kovan tipleri kullanılmaktadır. Bunlar standart kovanların üçe-dörde bölünmüş olanları veya ahşap ya da tecritli malzemeden yapılan küçük çiftleştirme kutularıdır.Çevreyi tanıma ve çiftleşme uçuşundan dönen ana arıların kendi kutularına dönebilmeleri için bu kutuların giriş delikleri farklı yönlere bakmalı ve geniş bir alana yerleştirilmelidirler. Ana arıya işaret olması yönünden çiftleştirme kutularının ön tarafları farklı şekillerde farklı renklerle boyanır. Üretim sezonunun başlangıcında oluşturulan bu çiftleştirme kolonilerinin sürekliliği her bir ana arının ürettiği yavrularla sağlanır ve böylece bütün sezon boyunca kullanılabilirler.
               
    Çiftleşme sonrası yumurtlamaya başlayan ana arı, ilk işçi arı yavru gözleri kapanana kadar 2-3 haftalık süre ile çiftleştirme kolonisinde yumurtlamaya devam ettirilir. Bu süre sonunda ana arılar satılarak bunların yerine çıkmak üzere olan yeni ana arı hücreleri verilir. Ana arı hücrelerinin bulundukları çıtalardan alınmasında ve dağıtılmasında dikkatli davranılmalı, hücreler bu işlemler sırasında çıtadaki konumunda dağıtılmalı ve ters çevrilmemelidir. Ana arı hücrelerinin çiftleştirme kolonilerine verilmesinin ardından, transfer edilen larvanın yaşına bağlı olarak 2-3 gün sonra ana arılar çıkar. Ana arı hücrelerinin çiftleştirme kolonilerine verilişinden 4-5 gün sonra yapılacak kontrollerde ana arı çıkmayan hücreler ya da işçi arılarca bozulmuş hücreler görülebilir. Bu durumda yeni hücreler verilmelidir.

    8. Ana Arıların Çiftleşmesi

    Çiftleşme kutularında çıkışlarını gerçekleştiren ana arılar 2-3 günlük olduklarında çevreyi tanıma uçuşu yaparlar ve daha sonraki 2-3 gün içinde de çiftleşme uçuşuna çıkarlar. Çiftleşme "Erkek Arı Toplanma Alanı" olarak adlandırılan özel bir alanda, havada 10-30 metre yükseklikte uçarken gerçekleşir. Erkek Arı Toplanma Alanına ulaşan ana arı salgıladığı seks feromonu ve görme yoluyla erkek arılarca keşfedilir. Sayısı, 6-20 arasında değişebilen erkek arı ile çiftleşen ana arı kendi kolonisine (çiftleşme kutusuna) dönerek 3-5 gün sonra yumurtlamaya başlar. Ana arıyla çiftleşen erkek arılar çiftleşme sonrası ölürler. Ana arı, erkek arı toplanma bölgesinde yeterli sayıda erkek arı bulunmayışı ve olumsuz iklim şartları altında yeterli sayıda erkek arı ile çiftleşemezse aynı günde veya takip eden günlerde 1-2 kez daha çiftleşme uçuşuna çıkabilir.

                Çıkıştan itibaren 20 gün içinde çiftleşmeyen ana arılar çiftleşme isteğini kaybederek dölsüz yumurta yumurtlamaya başlarlar ki artık bundan sonra çiftleşme gerçekleşmez. Çiftleşmenin kontrol altına alınması, ya en az 8-10 km yarı çaplı izole bölgeler ya da yapay tohumlama ile sağlanır.

    9. Ana Arıların Yapay Tohumlanması


    Teknik arıcılıkta, yapay tohumlama yapılabilmektedir. Bu uygulamada, damızlık değer taşıma gibi özel öneme sahip kolonilere ait erkek arılardan toplanan spermler laboratuar ortamında, yapay dölleme cihazı ile mikroskop altında özel bir amaç için yetiştirilen ana arıya enjekte edilir. Ana arıların yapay tohumlanması zor bir işlem olmamakla birlikte, yetenek ve tecrübe isteyen bir iştir. Bu uygulama üretim materyali olarak kullanılacak ana arı üretiminden ziyade  araştırma ve ıslah çalışmalarında saf ırk ya da hibrit elde etmede çiftleşmenin kontrol altında alınması amacıyla yapılmaktadır.

    10. Ana Arıların Üretim Kolonilerine Verilmesi


    Çiftleştirme kutularında yumurtlamaya başlayan ana arıların buralardan alınıp satılması veya başka yolla değerlendirilmesi sürekli üretimlerde bir zorunluluktur. Yumurtlayan ana arıların diğer kolonilere verilmesinde en önemli işlem, öncelikle koloninin hazır hale getirilmesidir. Bunun için ana arının verileceği kolonide döllü veya dölsüz ana arı ya da ana arı hücresi bulunmamalıdır.
               
    Ana arının verileceği kolonideki eski ana arı imha edildikten bir gün sonra ana arının bulunduğu kafes yavrulu iki çerçeve arasına havalandırma ve besleme delikleri ön ve arka tarafa bakacak  şekilde yerleştirilir. Ertesi gün kek haznesinin bulunduğu taraftaki çıkış deliği açılarak arıların keki yiyerek ana arıyı çıkarmaları sağlanır. Bundan sonra kovan açılıp fazlaca kurcalanmamalı, ancak 2-3 gün sonra ana arı ve yumurta kontrolü yapılmalıdır.
               
    Teknik arıcılıkta yumurtlayan  hazır ana arı kullanılması ana arı kayıplarında ya da yapay oğullara ana arı kazandırılmasında önemli avantajlar sağlar. Ana arıların yumurtlamaya başlamalarında 25-30 gün gibi zaman kazanılması, koloninin kendisinin çıkardığı ana arının çiftleşememesi riskini ortadan kaldırması ve orijini belli materyal kazanılmış olması bu  avantajlardan bazılarıdır. Ancak, önemli avantajlarına rağmen arıcılarımız arasında hazır ana arı kullanma alışkanlığı yeterince yaygın değildir.

    Arıcı 07 ANTALYA